bu nasıl bir üst başlıktır yorum sayfasında: "hakan abi"? or'da kimse yok mu?

haberde 45,5 numarasının bile üretildiğini görünce bir an naz ve eda ile beraber mağazadan ayaklarımızda tekerlekli ayakkabılarla...

uçsuz bucaksız bir beyazlığın ortasında serin bir akşam üzeri çekmiş fotoğrafı burcu...

real madrid için franco'nun, lazio için mussolini'nin takımı dediklerini biliyorum... şunu okuyunca bizde de böyle birşey olduğunu...

cumartesi günü hürriyet'in manşetini görünce sormadan edemedim: sadece uluslararası basında yankı bulmuş olması mı bunu manşete taşımış?...

gs'nin bu sezon için kullanacağı formalar tanıtıldığında çok sinirlenmiştim "mor forma mı olurmuş?", "ne alaka, biz real madrid miyiz?"...

fazla söze hacet yok.

sabah önümüzdeki araba ağırdan alınca sinirlendim "yürüsene" diye. "kızma, baksana izmirli" dedi co-pilot burcu. doğru söylüyordu....

söğüt gölgesi bulamayınca klima gölgesine sığındığımız şu günlerin meğer bir adı varmış. burcu, saatli maarif'ten okuyunca öğrendim:...

kim demiş uyum sağlayamayız diye?

anlamını yeni öğrendim. smoking ve flirting ile melezlenmiş meğer. tabii bunun bir evropa ve törkiş versiyonu olacak haliynen...

hayatta vardığımız her nokta, önceki durakta/sapakta yaptığımız tercihin bir sonucu...kendim ettim kendim buldum deriz. peki birileri...

woody allen'ın kendi hayatından esintiler taşıyan "radio days" filmini üniversitedeyken izlemiş ve çok sevmiştim. son dönemde arabada...

ağlak yapan bir kardeşime "bırak kemalettin tuğcu hikayeciliğini" dedim ve oradan bir tartışmaya giriştik. - ezilenlerin, küçük...

önce kısa bir gezinti... -----------------------o------------------------ ilk önce amiral olayı sit-com'a indirgedi. birileri bunu...

pazar günü okuduğumda ilk tepkim "ne içtiyse ben de ondan istiyorum oldu"... ölüme yaklaştıkça mı; umre'ye gideceği için mi; yayın...

yine patlatmış bombayı: "doğum günüm bana çok yaklaştı." #eda

yaz tatillerimizin klasiği olan, en az bir kere muhakkak gittiğimiz bodrum mavi bar gecelerinden birinde keşfetmiştik burcu'yla... sesine...

işyerim ortaköy'deyken öğlenleri sahilde oturup kahvemi, çayımı içerken karşı kıyıya bakar ve "bundan 200-300 sene önce, şimdi benim...

vedat okyar'ı her zaman ayşe arman'la röportajındaki şu sözleriyle hatırlayacağım: "....eşime dedim ki, ‘‘sakın bana bir şey taşıtma....