Avrupa Yakası dizisinde patronun şımarık ama bir o kadar da saf kızı Selin sayesinde dilimize pelesenk olmuş bir sözcüktü “kal gelmek”. Arkasından “oha falan oldum” diyerek durumu daha da pekiştirirdi. Neredeyse şaşırdığımız, anlamlandıramadığımız her durum için kullandığımız “kal gelme” hali, bir süre sonra eskimeye başladı ve dilimizden yavaş yavaş silindi. Böyledir bazı sözcükler, moda olur; ama sonra zamana yenilmekten kurtulamaz. Uzunca bir süredir kullanmadığımı, unuttuğumu ise bu sabah fark ettim.
Sabahın esselatında haftalık yazımı yazmak için uyandığımda bir ara kendimi “elde çorap yatağın kenarında oturmuş halıya bakarken” yakaladım. Uyku ile uyanıklık arasındaki o gri alanda, gerçeklikten kopup gittiğim o anda “kal gelmişti”. Beynimle bedenim arasında bağlantının kesik olduğu o zaman diliminde ne düşündüğüm ise hala meçhul.
Neyse ki çok çabuk toparlayıp yazının başına oturabildim. Sonra aklıma, bir Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından Merkez Bankası’nın yapmış olduğu mahcup ve utangaç açıklamayı “kız istemeye gitmiş damat oturuşuna” benzetmem geldi.
“Müstakbel damat adayı oturduğu yerde 60 derecelik açı ile halıya doğru bakarken, dizleri birbirine yapışık, ayak parmak uçları yerde, topuklar hafif havada yerdeki halının desenlerini saymakla meşguldür. O kadar uzun süre halıya bakar, o kadar inceler ki önüne tezgâhı kursanız aynısını dokuyacak, ilmek atacak kıvama gelmiştir. Mahcuptur, utangaçtır...”
Sen misin Merkez Bankası’nı kız istemeye giden damada benzeten; elde çorap yatağın kenarında oturmuş halıya bakarsın işte böyle dedim.
İlk kez bir yazının başına oturduğumda ne yazacağımı bilmez bir haldeyim. Bakmayın araya PPK, Merkez Bankası sözcüklerini sıkıştırmama, daha konuyu ekonomiye bile getiremedim. Çetin Altan değilim ki “bugün canım yazı yazmak istemiyor” diyeyim.
***
Bugün 2017 yılı üçüncü çeyrek büyüme verileri açıklanacak. İlk çeyrekte yüzde 5,2 ikinci çeyrekte yüzde 5,1 büyüyen ekonominin üçüncü çeyrekte yüzde 9,2 büyümesi bekleniyor. Eylül ayı Dış Ticaret Endekslerine göre ihracat birim değer endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,0, ithalat birim değer endeksi yüzde 8,9 artmıştı. Ocak-Eylül döneminde ise ihracat birim değer endeksi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,3, ithalat birim değer endeksi yüzde 6,7 artmıştı. Bu veriyi 2017 Eylül ayı dış ticaret rakamları ile birlikte değerlendirdiğimizde şöyle bir durum ortaya çıkmıştı: İhracat yüzde 8,7 oranında artarak 11,8 milyar dolar olurken, ihracat artışının yüzde 5,5’i reel artıştan kaynaklanırken yüzde 3’ü ise fiyat artışından kaynaklanmıştı. İthalat ise yüzde 30,6 artarak 20 milyar dolar olurken artışın yüzde 19,9'u reel artıştan kaynaklanırken yüzde 8,9'u fiyat artışından kaynaklanmıştı. Bu verilerden hareketle 3. çeyrekte Net İhracatın Büyümeye Katkısının negatif ve -0,37 yüzde puan şeklinde olacağını düşünüyorum.
TÜİK’in GSYH’yi duyurduğu anda Merkez Bankası da Ekim ayı Ödemeler Dengesi rakamlarını açıklayacak. Ekim ayında dış ticaret açığı 7,32 milyar dolar olurken, ihracat yıllık bazda yüzde 9 artarak 13,94 milyar dolar, ithalat yüzde 25 artışla 21,27 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığının yayınlamış olduğu veriler ise Ekim’de turist sayısının yüzde 22,1 artarak 2,992 milyon kişi olduğuna işaret etmişti. Ekim ayı Cari İşlemler Dengesi medyan tahmini 4,1 milyar dolar, ortalama tahmini ise 4,0 milyar dolar açık şeklinde. Beklentiler doğrultusunda gerçekleşmesi halinde cari açık yıllıkta 41,76 milyar dolara yükselmiş olacak ki bu seviye 2015 yılının Temmuz ayından sonraki en yüksek düzeye karşılık gelmekte. OVP’de 2017 yılı için cari işlemler açığı 39,2 milyar dolar olarak öngörülmüştü.
Perşembe günü toplanacak PPK’dan ise faiz artırımı yönünde karar çıkması bekleniyor. TCMB tüm fonlamayı Geç Likidite Penceresine (GLP) kaydırarak ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini 25 baz puan artırarak yüzde 12’den yüzde 12,25’e yükseltmiş ve piyasayı tek bir faizden fonlamaya başlamıştı. Bu toplantıda daha fazla esneklik kazanmak için ilk planda GLP’yi yükseltmesi kuvvetle muhtemel olan TCMB’nin faiz koridorunun alt bandında ve yüzde 8 olan politika faizinde de bir artışa gitmesi şaşırtıcı olmaz.
Cuma günü ise Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi ve İşgücü İstatistiklerini alacağız. Hazine nakit gerçekleşmeleri, bir önceki yılın Kasım ayında 7,2 milyar TL açık veren nakit dengesinin 5,6 milyar TL fazlaya döndüğüne işaret etmişti. Ocak-Kasım dönemi itibariyle bakıldığında ise 2016 yılında 30,0 milyar TL açık 39,3 milyar TL’ye yükselmişti. Ekim bütçe gerçekleşmeleri, 2017 yılında faiz dışı harcamaların hedefin önemli ölçüde üzerinde kalacağına işaret etmiş, bunun bir yansıması olarak da bütçe açığı genişlemeyi sürdürmüştü. Her ne kadar ekonomik aktivitedeki güçlü seyrin vergi gelirlerine olumlu yansıması beklense de geleneksel olarak her yılın sonuna doğru bütçe açığının yükselişe geçtiği dikkate alındığında bütçe açığının daralması olası görünmüyor.
İstihdam ile ilgili öncü göstergelere baktığımızda Tüketici Güven Endeksi’nin alt kalemlerinden “gelecek 12 aylık dönemde işsiz sayısına ilişkin beklenti endeksi” Ağustos’ta 72,4 düzeyinden Eylül’de 70,4’e gerileyerek işsiz sayısı beklentisinde artışa işaret ederken Ekim’de hafif bir artışla 70,8’e yükselmişti. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise Eylül’de 78,1’den 78,6’ya yükselmişti. Sektörel güven endekslerine baktığımızda ise hizmet, perakende ve inşaat sektörlerinde toplam çalışan sayısı beklentisinin Ağustos’tan Eylül’e azaldığına işaret etmişti. Üçüncü çeyrekte iktisadi faaliyetin sektörler geneline yayılan güçlü seyrine karşın işgücü piyasasındaki iyileşme sınırlı kalacak gibi görünüyor.
Yurt içindeki bu çılgın gündem, yurt dışında Çarşamba günkü Fed’in Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı ile Perşembe günkü Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) toplantıları ile tamamlanacak. Fed’in, yılın bu son toplantısında yüzde 90 olasılıkla faizleri 25 baz puan artırması, ECB’nin ise faiz oranlarında bir değişikliğe gitmemesi bekleniyor.
***
“Bugün canım yazı yazmak istemiyor”, “ne yazacağını bilmez halden” geldiğim yer burası. Oysa ilk iş bu haftanın gündemine baksaymışım bırakın kal gelmesini, oha falan olurmuşum.
Güzel bir hafta dileklerimle.